15 Şubat 2012 Çarşamba

NAZLAMAK

Öyle anlar vardır ki böyle anlar; yalnızlığa küsmek istediğiniz; yalnızlığı yalnız bırakmak istediğiniz zamanlardır.

Böyle zamanlarda yanınızda birisini istersiniz; sevgi veya şefkati ile birlikte yanınızda, size kendini hissettirerek ruhunuza ilaç olurcasına yanınızda olsun istersiniz.

Bazen kırılmış yüreğinizi tamir etmek ister gibi, bazen tamir edemeyeceğini bilse bile; sessizliğiyle size yoldaş olmak istercesine yanınızda olmasını istersiniz.

Bazen de hasta olan bedeninize el atsın istersiniz.
Belki sıcak bir çorba, belki sıcak bir çay, belki de varlığını kattığı sessizliği ile avucuna doldurduğu sevgisini size hissettirsin istersiniz.

Nazlanmak değildir istediğiniz.
İstediğiniz; sizi nazlamasıdır.
Yani nazlanmayan yüreğinize aslında nazlanmış gibi el atmasıdır.

O eliyle ilaç olacağını bilerek.
O elin ilacına ne kadar ihtiyacınız olduğunu bilerek.
Sizi; siz söylemeden anlarcasına...

Öyle anlar istersiniz ki; geçmişin tüm yalnızlıklarından kaçtığınız zamanları size unutturacak. Sizi; sevgi ve şefkat denizinde hissettirecek.
Ve size ilaç olacak.

Kimsenin ilaç olamadığı hasta ruhunuzun ihtiyacı olan eldir; istediğiniz.Uzaklardan yakın, yakınlardan uzak...
Hayali bile güzel...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder