27 Şubat 2010 Cumartesi

BAZI ŞARKILAR VARDIR



Bazı şarkılar vardır birden bire içinizde doğarlar.
Her dinlediğinizde sizi sizden alır ve götürür, gitmek istediğiniz yüreğe...
O yürek bilmez, o yürek hissetmez ama siz o yüreğe ulaşmış,
hatta oraya ev sahibinin haberi bile olmadan yerleşmişsinizdir.
Öyle hissedersiniz.
Öyle yoğun hissedersiniz ki şarkı sizi söyler, siz şarkıyı söyler olmuşsunuzdur.
Öyle yoğun hissedersiniz ki kimsenin olmadığı yerlerde
avaz avaz bağırarak söylediğiniz ya da söylemek istediğiniz o şarkı;
kalabalıklar arasında yüreğinizden söylenir olmuştur.
Hem de tüm gücüyle, hem de olabildiğince yüksek...


Bazı geceler uykunuza engel olur nağmeler,
uyku tutmaz, misafir gittiğiniz yüreği düşünmekten.
Uyku tutmaz, uyku tutanları düşünmekten.
Uyku tutmaz, sevdanın rahatsız edici tadını hissetmekten...


Bazı geceler aniden uykunuzu böler;
hiç durmadan yüreğinizde söylediğiniz o şarkı.
Rüyanıza girmiş, yatağınıza girmiştir aşina nağmeler...
Her kelimesinde ayrı bir heyecan hissettiğiniz, sizi sizden alıp giden o şarkı...


İlginç olan uyandığınızda;
o derin ve belirsiz yerdeki uykunuzdan ani dönüşünüzde
şarkının kaldığın yerden devam etmesidir.
Anlam veremediğiniz binlerce şeyin içinde o kadar yalın o kadar güzeldir ki...
Uyanmışsınızdır ama sanki rüyada gibisinizdir.
Çünkü şarkınız çalıyordur gecenin bir vakti...
Nedensiz şaşkın ve mutlusunuzdur.


Şarkı sizi uyandırmış, şarkı sizi gerçekten hissetmeye çağırmıştır.
Öyle yoğun, öyle güçlüdür nağmelerin sizde etkisi...
Hiç susmadan durmaksızın tekrar tekrar çalar o şarkı...
Sizi öylesine sarmalar öylesine sahiplenir ki yapacak bir şey yoktur.
Teslim olursunuz o şarkıya...


Duygularınıza, yaşadıklarınıza, öfkenize hâkim olabilir
ama şarkıyı susturamazsınız.
Size garip gelir...


Susturmak istersiniz ama susmaz.
İnsan yüreğinin sesine engel olabilir mi dercesine sesini yükselterek
içinizde çalar, içinizde söylenir o şarkı...


25 Şubat 2010 Perşembe

YAŞAMA GRİ



Bezen yazmak istemezsiniz tıpkı yemek yemek istemediğiniz gibi.
Tıpkı kimseyi görmek istemediğiniz gibi.
Tıpkı yerinizden kalkmak istemediğiniz gibi.
Çünkü bir tuhaf hissedersiniz kendinizi.
Ne yorgun, ne enerji dolu.
Ne sinirli, ne sakin.
Ne mutlu, ne mutsuz.
Ne siyah, ne beyaz.
Sadece grisinizdir.
Her şeye gri, yaşama gri...


İçinizde bir his vardır, bir türlü adını koyamazsınız ya da koymak istemezsiniz.
Bilinmezler içinde kendinizi şaşkın ve kötü hissedersiniz.
O yüzden grisinizdir.
Her şeye gri, yaşama gri...


Her şeyin normal olduğu zamandır oysa...
Her şeyin iyi gittiği, her şeyin anlamlaştığını düşündüğünüz bir zamandır oysa...
Kötü gibidir içiniz ama sadece gibidir.
Çünkü bilemezsiniz, bilinmezler arasında şaşkınsınızdır.
Öyle hissedersiniz.
Çünkü grisinizdir.
Her şeye gri, yaşama gri...


Ne bir adım atmak, ne de size karşı bir adım atılsın istersiniz.
İyiyi de istemezsiniz, kötüyü de istemezsiniz.
Çünkü içiniz istemez.
İçinizin şaşkınlığı sarmıştır sizi ve öyle kalmak istersiniz.
Şaşkın ve yalnız...


Bir yandan gizlemek istersiniz içinizin bu griliğini,
bir yandan da söylemeden, belli etmeden anlaşılmak istersiniz.
Böyle ölçersiniz belki de size olan sevdaları...
Arada gider gelir ama bir türlü hangisi doğru bilemezsiniz.
Çünkü şaşkınsınızdır
Çünkü grisinizdir.
Her şeye gri, yaşama gri...