14 Ekim 2009 Çarşamba

SEVGİYİ HİSSETMEK


Sevginin bulaşıcılığı kolay yaşanır daha doğrusu;
kolay hissedilir bir şey değildir.

Bazen sevgiyi doyasıya yaşayan bile ne yaşadığını tam anlamı ile anlayamayabilir.
Çünkü o sevgiyi hissetmiyor, sadece seviyordur.

Tıpkı büyük çoğunluğun hissetmeden sevdiği gibi...
“Sevdiğini” söylemeden yaşanan sevgiler gibi...
Sadece alışkanlıklara dayanan ve sadece bağımlı yüreklere dayanan yaşamlar gibi...
Ruhsuz sevişmelerin sevdasızlıkları gibi...
Yaşarsınız ama mutlu olmazsınız...

Oysa tıpkı aşkınızın ilk günlerindeki gibi,
yüreğinizi hareketlendiren dokunuşlar hayal değildir.
Zaten yaşamışsınızdır ama unutmuş,
aslında hep yaşamak istediğiniz halde lüzumsuz sıkıntılar nedeniyle,
belki de farkına bile varmadan uzaklaşmışsınızdır.

Belki de yaşamın hızı, sevgiyi olmasa bile,
sevgiyi hissetmeyi hayallerinize hapsetmiş, müebbede mahkum etmiştir.
Özlersiniz ama bir türlü açıkça söyleyemezsiniz.
Yasaktır çünkü...
Özlem içinize yerleşmiş, hırslı bir ihtiras gibi bedeninize hakim olmuştur.

Zaman sizi değil, sevgiyi hissetmeyi değil,
alışkanlıkları, bağımlılıkları seçmiş, onlarla arkadaş olmuştur.

Yalnız kalmış, yalnızlığınızın farkına varamamış ve yaşamı tüketmişsinizdir.
Sevgiyi bilerek ama hissetmeyerek...