18 Kasım 2009 Çarşamba

ZAMAN SİZİ KANDIRMIŞ


Zaman sizi kandırmış,

Hayalleriniz, mazide kalırken geçmişinizi tekrar yaşar hale getirmiş olabilir.

Sevdiğiniz sevmediğiniz olurken, uzaklar yakın, yakınlar çok uzak olmuş olabilir.

Elinizde olduğu halde kıymetini bilmediğiniz, kıymetini bildiğinizden daha can olurken,

kıymetini bildiğiniz gün gelir nankörlüğü;

size yaşatarak öğretmiş olabilir.


Hayalsiz günler, ölüm size yaklaştıkça yaşantınızı ele geçirir ve

siz farkına bile varmazsınız.

Yaşlanmak değildir farkına varmadığınız, çökerek yok olmaktır.

Bir bakıma sonu hissetmektir.

Belki de sonun ne olduğunu bilmeden, sonu kendinize yakıştırmadan...


Her şeyin sonu gelmektedir.

Ne zaman başladığını bilmediğinizin...


Zaman sizi kandırmış,

hayallerinizi tüketirken sevdalarınızı gözlerinize yaş yapmıştır.

Bir gözünüzdeki yaş durmaksızın akarken yanaktan aşağı doğru,

diğer gözünüzdeki yerini almaktadır anılarla yaşanan zamanda...


Siz özlersiniz, özledikleriniz sizi unutmuşken.

Unuttuklarınızın,

sizsiz yaşamlarında pişmanlıkları hayatlarının merkezi yaptıklarını bilmeden...


Gözleriniz pencereden yansıyan görüntünüze dalar,

olur olmaz bir zamanda, hiç aklınıza gelmeyenlerin beklenmeyen ziyaretinde...

Yalnızsınızdır kalabalıkta, kalabalık farkındasız yalnızlıkları yaşarken.


Gözlerinizi kapatırsınız yaşama son kez bakmaya üşenerek ama istekle...

Gidiyorsunuzdur sessizce, kimselere söylemeden ve yalnız...


Zaman sizi kandırmıştır.

Sonu erkene alarak, yaşanmışlara doyamamışken...


Sevgiye açlığınız, gözlerinizdeki son damlaya yerleşmiştir.

Akamamışken...