15 Haziran 2012 Cuma

KADININ İMZASI

Kadın her şeyin kaynağıdır.
Bu dünyada ilişkiler bazında değer verilen hangi duygu varsa; bilin ki o duygu kadının elindedir.
Bu duygu; mutluluğa da neden olan, mutsuzluğuna neden olacak duygudur.
Yani mutluluğunda, mutsuzluğunda sebebi kadındır.

Duyguları var eden, birlikte olduğu insanlar açısından onları yaratandır yani kadın…
Mutluluğun zirvesi de onların elindedir, hayatı zindan etmekte…

Kadın, mutsuz ise zindan eder hayatı çünkü…
Yeter ki kadının içindeki volkan bir kez patlamaya görsün; artık kuruyana kadar devam eder.
Kuruyana ve kurutana kadar…

Ama kadının bu coşkusunda, bu tükenmesinde ve tükenmesinin doğal sonucu olarak tüketmesindeki en büyük pay ve etken ise; bilin ki büyük olasılıkla erkektir.

Unutmamak gerek ki kadının hissedeceği ve hissettireceği; huzur, güven ve mutluluk kaynağının altında en çok ıslanan yine erkektir.

O yüzden de o kaynaktan ne kadar içtiği, ne kadar yıkandığı ve o kaynağı ne kadar sahiplendiği aslında erkek için önemlidir.
Çünkü kadın ne kadar kendini içinden, kalbinden çıkana adarsa, ne kadar içini ulaştırdığında büyürse, onda var olduğunu bilirse; çoğaldıkça çoğalır içindeki sevdası ve çoğalttıkça çoğaltır karşısındaki yürektekileri…

Çünkü hissettikçe büyüyen yüreği vardır kadının.
Çünkü aldığından fazlasını verendir kadın ruhu…

Kadın için önemlidir.
Çünkü sahiplenildiğini gördükçe coşan, o içindeki sevgiyi; çağlayanları kıskandırırcasına dışarı, sevdiğine akıtan kadın; çabasının boşa olduğunu görürse, yani boşa akıyorsa güven, huzur ve mutluluk adı verilen o üç şey; istemese bile ruhu vazgeçmeyi seçer.

Sonra içindeki başka bir kaynak ortaya çıkar.
Güvensizlik, huzursuzluk ve mutsuzluk kaynağıdır bu seferki…

Öyle hızlı taşar ki içinden her yeri, herkesi bir anda sarar.
Geri dönüşü, kurtuluşu yoktur.
İncinmiş ruhun tamirsizliği gibi.
Önce kendini sonra daha önce canını vermek için çırpındıklarını sarar ve ne varsa, iyiye dair ne varsa yok eder.
Ve mecburiyetler kalır geriye sadece…
Ya da terk edişler ve muhtemel başka yüreklere gönüllü yolculuklar…

Yani aslında kadın; hayata atılan imzadır.
Kimisi farkında, kimisi değil.