24 Şubat 2012 Cuma

KEŞKELER

Yıllar boyunca evinde ölümü bekleyen hastalarla ilgilen Avustralyalı hemşire Bronnie Ware emekli olduktan sonra ölüm döşeğindeki hastalarla sohbetlerini anlatan bir kitap yazmış.

Ware bu insanların hayatlarında yapmadıklarından dolayı pişmanlık duyduklarını beş maddede toplamış.

Bunlar;

“Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürdürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı.”

“Keşke bu kadar çalışmasaydım.”

“Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı.”

“Keşke arkadaşlarımla ilişkilerimi sürdürseydim.”

“Keşke kendime daha mutlu olmak için izin verseydim.”
Aslında insanın ömrü tükendiğinde geriye kalan keşkelerin bunlar olduğunu söylemek için, illa ölüm döşeğinde olmaya gerek yok. Yukarıdaki maddeler; zaten üç aşağı beş yukarı hepimizin bildiği, belki sık sık da söylediğimiz ama ne yazık ki söyledikten sonra unuttuğumuz şeyler.

Ne zaman sona ereceği bilinmeyen yaşam yolculuğumuzun sonunda belki de bunların hepsi dilimizde olmasa bile içimizde bir yerlerde kendimizden bile sakladığımız keşkelerimiz olacaktır.

Peki, hangisi daha önemli, hangi keşkeden kurtulmak daha kolay hiç düşündünüz mü?

Mesela bence “Keşke bu kadar çalışmasaydım.”, “Keşke arkadaşlarımla ilişkilerimi sürdürseydim. “Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı.”, diye sınıflandırılmış keşkeler; belki diğerlerine göre daha kolay göz ardı edilebilen, belki de kolayca gerçekleştirilebilecek keşkeler olarak düşünülebilir.
Ya da en azından öncelik olarak diğerlerine göre geriye bırakılabilecek keşkelerdir.

Gerçi zaten tüm keşkeler; yaşam yolculuğunun sonunda eksikliğini en çok hissettiğimiz şeylerin birer tanımı değil mi zaten?

Sonuç olarak tüm keşkeler; insanın mutluluğu ile doğrudan ilişkili olan belki söyledikleri, belki söylemeye bile dillerinin varmadığı pişmanlıklarıdır.

O yüzden mutluluğu doğrudan etkileyen keşkeler; bence çok daha öncelikli olmalıdır.

Ama yine bence çoğu insan için daha önemli olduklarını düşündüğüm keşkeler; “Keşke kendime daha mutlu olmak için izin verseydim.” Ve “Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürdürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı.” olarak Avustralyalı hemşire Bronnie Ware tarafından belirlenen keşkelerdir.
Çünkü her ikisi de mutluluğa doğrudan etki eden keşkelerdendir.

Ayrıca insanların büyük bir kısmının ne yazık ki mecburiyetlerine mahkûm bir şekilde yaşamlarının önemli bir bölümünü yaşadıklarını düşünüyorum.

O yüzden de çoğu insanın ya mutsuz olduğuna ya da yeterince, hatta belki de hak ettiğince mutlu olmadığına inanıyorum.

Aslında nasıl mutlu olacaklarını az veya çok bilmelerine ya da hissetmelerine rağmen, biraz toplumsal, biraz yetiştirilme ve yaşam şekilleri gibi nedenlerden dolayı; kendilerinin istedikleri bir yaşamı değil, başkalarının onlara uygun gördükleri yaşamı yaşamaya mecbur hissetmeleri yüzünden mutsuz oluyorlar.

Ve ne yazık ki mutsuz ölüyorlar.
Mutlu rolü yaparak; mutsuz bir ölüme doğru yaşam mücadelelerini tamamlıyorlar.
Ve işte o son durakta fırsatları olursa ancak “keşke” diyebiliyorlar.
Yalnızca keşke…

Ya siz arkadaşlar; kendi son durağınıza gelmeden keşkelerinize hiç baktınız mı?
Baktıysanız eğer yaşam yolculuğunuzda yanından geçerken, o keşkeye el mi salladınız?
Yoksa “ben bu durakta iniyorum mu?” Dediniz?
İndiniz mi?

Her şeyden önemlisi mutlu olmak için, mutlu yaşamak ve belki de mutlu ölmek için inebilecek misiniz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder