24 Mart 2010 Çarşamba

KIRDIĞINIZ KENDİNİZDİR

Bazı günler, öyle anları öyle beklemediğiniz anlarda yaşarız ki
ne geri dönüşü olur ne de ileri gidişi...

En sevdiğim dediğinizi “en sevmediğim” dediğiniz uğruna yok sayabilirsiniz.
Uğruna göze aldıklarınızın kırıntılarına muhtaç olanı en öne alır,
vazgeçilmez dediğinize vazgeçildiğini hissettirirsiniz.
Hem de önemsiz bir neden yüzünden, hem de konu bile olması abes olan bir şey için...

Hayatınızı verdiğinizin, sevginizi çağlayan yaptığınızın;
sizce anlamsız ricaları ile kırgınlıklar yaratmasınadır kızgınlığınız, isyanınız.

Oysa ona hissettirdikleriniz; önemli olanın başkasının kırılmaması olduğudur.
Anlayamazsınız.
Tamiri kolay olanın vazgeçilebilir olduğudur ona hissettirdikleriniz.
Anlayamazsınız.

Oysa arkası dönülen tercih edilmediğini anlamıştır.
Siz bilmezsiniz ama o başka gönülleri kırmamak için kırıldığını bilir.

Giderken herkese dağıttığınız cebindeki mavi boncuklarınız bitmez ama
o mavi boncuklara renk vereni,
o mavi boncuklara yaşam vereni,
o mavi boncuklara önem vereni yalnızlığı ve gönül kırgınlığı ile baş başa bırakırsınız.

Kıracağınızı da bilirsiniz bilirsiniz ama gene de bir hiç uğruna
o kalbi kırmaktan vazgeçemezsiniz.
Bilirsiniz bilirsiniz ama gene de geri dönmezsiniz yalancı nezaketinizden.
Bilirsiniz bilirsiniz ama bilerek yaptığınızın ne kadar yaraladığını,
ne kadar yıprattığını bilemez, anlayamazsınız.

Kırdığınız evladınız, kırdığınız anne veya babanız, kırdığınız sevdiğiniz zannedersiniz.
Oysa kırdığınız kendinizdir.
Kendi yüreğiniz ve kendi sevdanızdır.


2 yorum:

  1. muhtesem bır yazı .Anladıgım ve hıssetıgım duygular baskası tarafından ancak bu kadar guzel ıfade edılebılır....teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Ben teşekkür ederim güzel yorumunuzla yazıma sağladığınız katkınıza

    YanıtlaSil