22 Mart 2010 Pazartesi

ÇARESİZKEN

Çok istersiniz ama çok istemenizin yetersizliğini de
bu isteğinizle birlikte dolu dolu yaşarsınız.
Yetersizliğinizi anlarsınız...

Elden bir şey gelmezler yaşantınıza hâkim olmuş ve siz
tüm isyanlarınıza rağmen onlara teslim olmuşsunuzdur.
İşte bu çaresizlik, bu bir şey yapamamak, bu teslimiyet;
içinizin acısını doyasıya yaşamanıza neden olur.

Böyle zamanlarda umut etmek bile çok gelir,
bindiğiniz umursamazlık treninde umut etmek
sizi bu çaresizlik ve bu teslimiyetten hiçbir şekilde kurtaramaz.

Hayatınıza yerleşmiş olan imkânsızlıklar içinde siz;
beterin beteri var avuntusuna can simidi olarak sarılır ve
kendinizi, çaresizliğinizi, isyanlarınızı kurtarırsınız.
Daha doğrusu kurtardığınızı sanırsınız.

Yeni çaresizlikler, yeni elden bir şey gelmezlerle karşılaşana kadar...

Çok gecikmez; çaresizlik yağmuru ile şemsiyesiz karşılaşmanız.
Çünkü elden bir şey gelmezler sizi sevmiştir.
Çünkü çaresizlikler sizinle olmaktan mutludur.

Çünkü siz hak ediyorsunuzdur.
Yağmurda ıslanmayı ve iliklerinize kadar ıslanırken;
ellerinizle buğulu gözlerinizin yaşlı olmasını...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder