10 Şubat 2010 Çarşamba

ANİ GELEN HÜZÜNLER



Ani gelen hüzünler tüm benliğinize hâkim olur ve sizi;
yerin yedi kat altına, gökyüzünde bulutların kendi arasındaki savaşının
tam ortasına yerleştirir.


Ne olduğunu anlamaya çalışmazsınız.
Çünkü zaten ne olduğunu, hiçbir şeyi yaşamadığınız kadar yoğun yaşıyorsunuzdur.


Savaşı da, barışı da, sevgiyi de, nefreti de aynı zamanda yaşadığınızı ve
tüm yaşadıklarınızda kendinizi yenilgiye mahkûm olmuş gibi hissedersiniz.
Kötüsünüzdür, çok kötüsünüzdür.


Ani gelen hüzün sizi teslim almıştır.
Bu teslimiyeti, omuzlarınıza ani çöken bu yükü asla kaldıramayacağınızı düşünürsünüz.
Gece size, ruhunuza tüm karanlığı ile çökmüştür.


Ağlamak istersiniz akmayan, akamayan gözyaşlarınız;
sizi boğuyor ve siz gecenin sabaha uzaklığında boğulduğunuzu hissediyorsunuzdur.


Kimsenin bilmediği, kimsenin çözemediği acıyı yalnızlığınızda yaşıyor ve
ani gelen hüznü, acıyı isteyerek kabulleniyorsunuzdur.
Çünkü teslimiyet kimseye değil yaşamadır, yaşananlaradır.


Yanınızda, yanı başınızda eli sizde gönlü sizde olan,
ani gelen hüznü belki biliyor belki bilmiyordur ama
dalıp giden gönlünüzün bakışlarını kimse bilemez,
kimse göremez.


Ani gelen hüzünlerin yüreğinize yükünü...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder