15 Eylül 2011 Perşembe

TORNET

Rize’nin Tunca Beldesi’nde tahta arabalarla gerçekleştirilen ve F1 yoksa Formulaz var sloganı ile yapılan ‘Red Bull Formulaz’ yarışlarında; tahta araçlarla yarışan adamları gazete sayfasında görünce gayri ihtiyari geçmişe gittim.

Bizim gençlik yıllarımızda şimdiki gençlerin bilmediği tornetlerimiz vardı. Düz bir tahtanın başına ve sonuna tekerlek niyetiyle taktığımız rulmanlarla yolda gitmesini sağladığımız oyuncaklarımızdı. Ön tarafındaki tekerlerini sağa sola dönüşlerde kullanmak için sadece ortasından sabitlendiğimiz tornetlerimiz; bizim için çok önemli ve değerliydi. Öyle ki tornetine süsler, kornalar takanların yani ekstradan masraf yapanların havalarından yanına yaklaşılmazdı. Bugüne uyarlarsak o an için torneti havalı olanın sanki BMW ya da Mercedezi vardı.

O günlerde biz nasıl eğlendiğimizi istediğimiz gibi anlatmak istesek inanın bunda başarılı olamayız. Ama artık Formulazda tahta araçları kullananlar anlayabilir. O tornetle sokaklardaki hafif yokuşlardan faydalanarak; daha o yaşta araba sahibi olmuş edaları ile süzülerek gitmek, ayakların yerden kesilerek gidilebilen en uzun mesafe gitmek; keyiflerin en güzeli ve tornetinle gurur duymanın nedeniydi.

Kimi rüzgârgülleri, kimisi boyanarak farklı hale getirilen tornetleri; o yaşlarda sahip olunan oyuncaklardan ayıran belki de en önemli özellik ise herkesin tornetini kendi yapmasıydı. Öyle ki bunun o yaşta bizlere verdiği gurur; sahip olma duygusunun önüne geçiyordu.

Bugün birçok şeyi aile büyüklerinin tasarrufu ile çaba göstermeden kolayca elde ettikleri için kıymet bilmeyen gençlerimizin, çocuklarımızın; tam manası ile asla anlayamayacakları duygulardı; o günlerde tornetlerimizle yaşadıklarımız.

Basit oyuncaklarla basit oyunlar oynuyor ama gerçekten eğleniyorduk. O zamanlar; şimdiki karmaşık oyunlar gibi karmaşık düşüncelerde yoktu. Her şeyden önemlisi arkadaşlıklarımızda imalar yoktu. Neysek oyduk; her şeyimiz ortada, her şeyimiz netti. Yani basit yaşıyorduk. Oyuncaklarımızda basitti.

Ama kendi yaptığımız; yıllar geçse de hiç unutmadığımız, anılarımıza arkadaşlık yapan oyuncaklarımız vardı.

Kendi yaptığımız oyuncaklarımız…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder