9 Nisan 2010 Cuma

VEDALAŞMADAN GİDENLER

Vedalaşmadan gidenler vardır hayatınızda, belki isteyerek belki de istemeyerek.

Kızgınlığınız olmuştur gittiği andan itibaren giderek çoğalan bir şekilde
neden sorusuna binlerce cevaplarınız varken
ama onun cevabını, onun çaresizliğini bilmeden.

Kabullenmek istemediğiniz ayrılıklar olmuştur,
içinizi acıtan ve acısını hiç unutmadığınız ayrılıklardır onlar.
İstenmeyen ayrılıklar, zorunlu ayrılıklardır bu ayrılıklar ölüm gibi...

Vedalaşamamanın iç dünyanıza verdiği ince sızının her yıl büyüyerek arttığı,
beklenenin unutulduğu o yüzdende beklenmedik olan ölümlerdir, o ölümler.
Sağlam duruşunuzun altında yüreğinizin sağlam duramadığı ama
yıkıldığını belli etmediği nedensiz ölümlerdir, o ölümler...

Geçmişi, paylaşılanları sorgulamaktan vazgeçmişken,
birlikteliğin tadını yeni yeni öğrenmeye başlamışken,
her şeyi kaybetmeye neden olan ölümlerdir, o ölümler...

Sessiz bir şekilde;
kim bilir hangi son hayalin eşliğinde gerçekleşen vedasız gidişlere neden olan, belki de gidenin veda ettiğini bile hiç öğrenemeyeceğiniz ölümlerdir, o ölümler.

Kimi geceler sizi ziyaret eden
geçmişin tozlu anılarına tutunmuş, vedalaşamadığınızın bakışlarıdır, size o ayrılık anını tekrar hatırlatan ölümlerdir, o ölümler...

İçinizde söndüğünü sandığınız ateşi alevlendiren anılara isyanınızdır,
vedalaşamadığınız o ölümler.

Bazen geç kaldığınız için kendinize olan kızgınlığınızı tetikleyen,
birlikte paylaşılanların tadını doyasıya hissetmekte neden geç kaldık sorularını
sürekli hatırlatan ölümlerdir, o ölümler...

Sizi sizle yalnız bırakan, sizi anılara mahkum eden,
vedalaşamadığınız ölümlerdir, o ölümler...

1 yorum:

  1. Vedalaşmamalar, istenmeyen ayrılıkların kısacası ölümün adını koymak istememektir belki de. Hatta imkansız bile olsa vuslata dair umudun umutsuzca sürmesini istemektir kim bilir...

    YanıtlaSil